24 Ekim 2013 Perşembe

BBTrend bordo etek ve lacivert kazak

Blog yazarlarının en büyük probleminin fotoğraf çekmek-çektirmek olduğunu düşünüyorum. Bir kere poz vermek ayrı bir olay... Nerede çeksek, napsak derken velhasıl zor o iş. Özellikle de bizim gibi çocukluğunu ve ilk gençliğini her saniye fotoğraf çekerek geçirmemiş bir nesil için.. Mesela benim, elimdeki telefonumu yukarı kaldırıp dudaklarımı "muu" yaparak çektiğim bir tane bile fotoğrafım yok! Acaba hemen bir tane çeksem, poz verme işini kolaylaştırır mı:)) En yakın zamanda eve 38 beden güzel bir vitrin mankeni alıp, fotoğrafların en azından bir kısmını ona yıkmak istiyorum, bakalım.. Zira Mücella ile beden farkımızdan dolayı caaanım kıyafetlerim istediğim gibi gözükmüyor kendisinin üzerinde;)

Bugün, bu yıl yine ve yeniden sonbaharın rengi ilan edilen bordoyu kullandığım bir etek ve lacivert kazak ile başlıyoruz. Bu iki rengi birlikte sevmeyen yoktur sanıyorum. Risksiz, kesin sonuç.. İçine bir miktar altın rengi aksesuar ekleyerek ulaşmak istediğiniz yere daha kolay varabilirsiniz. Her ikisi de BBTrend' e ait etek ve kazaktan oluşan ve her ortamda rahatça giyilebilecek bu kombinasyon işte burada:





Kazağın en önemli özelliği vücuda oturmaması ve fazlalıkları da saklaması. Bordo-lacivert ikilisi küçük dokunuşlarla çok klasik bir çizgiden daha özgün bir çizgiye taşınabilir. Ben bunu kazağın alt kısmına, kendi kumaşından bir kemer ekleyerek yaptım. Böylece daha sportif ve genç bir algısı oldu. Biraz daha bel oyuntulu ve kemersiz hali de daha klasik sevenler için tercih edilebilir..



Kazağın alt ucunda bu şekilde bir kemeri var. Bu kemeri içe doğru kıvırınca eteğin üzerinde sportif bir görünümü oluyor.


Kazağın kolları ve bedenini bir bütün olarak düşündüm. Yani omuz dikişi yok.. Bu kol stilini seviyorum. Nostaljik ve elegan geliyor bana..

Kazağımın yakası ise bu nostaljik kol kesimini destekler şekilde, ön kısımda bir açıklığı var. Böylece hem çok sıkmıyor hem de güzel görünüyor.


 Omuz ve kol detayı


Eteğimin kumaşını bundan 3 yıl önce almıştım ve kullanmayı sabırsızlıkla bekliyordum. Bu şekilde kendinden desenli veya kabartılı kumaşlara jakarlı deniyor ve ben jakarlı kumaşlara karşı özel bir sevgi büyütüyorum içimde sevgili okurum:)) Kumaşım jakarlı dokusu sayesinde, eteğin kloş kesimini daha iyi gösteriyor ve eteğin kumaşın ağırlığıyla sönük görünmesini önlüyor. Ön ve arka yanlarda iki küçük üstten dikişli pile ile de benzerlerinden ayrılıyor. Pileler aynı zamanda kloş kesimden kaynaklanabilecek karın kısmındaki kabartıyı da engelliyor. Evet illlla ki özgün olacak benim yaptığım şeyler, başka türlü yapamıyorum ben:)






Eteğin arkasında kemerine kadar çıkan sarı metal dişli fermuar kullandım. Bu sayede çok şık ve güncel oldu.







Kemerinin kalın kesimli olması da, klasik olabilecek bir eteği daha modern bir görünüme kavuşturuyor.

Kloş olmasına rağmen, ön ve arkadaki pileler genişliği dengelediği için bedeninizi olduğundan büyük göstermeden ve hatlarınızı saklayarak çok şık görünüyor.Biraz fazlalığı olanlar da böyle bir modeli çekinmeden tercih edebilirler.

Ben bu eteği, kumaşın renginde bir mus çorap ve etek boyunun 2-3 cm altında biten siyah bir botla severek kullandım. 

Bu kombinasyonun fotoğrafları şimdilik yeterli sanıyorum. Kullandığım bu kazak ve etek, önümüzdeki günlerde farklı tarzlarda kombinasyonlarla da geçit yapacaklar. O zamana kadar siz de ben de çalışmaya devam;)

Görüşmek üzere,

BB

22 Ekim 2013 Salı

İş hayatında başarıya ulaştıran 10 stil anahtarı

İş yerinizdeki stiliniz, iş tanımınıza, şirketiniz adına muhatap olduğunuz kişilere, yaşınıza, kariyer hedeflerinize ve tabii size göre değişir. Bu yazının içeriğinde işinize yarayacak ve bugüne kadar muhtemelen başka bir yerde okumadığınız bazı ip uçlarıyla karşılaşacaksınız benden söylemesi! Ben seve seve yazdım, siz de bol bol eğlenerek okuyun...

1. Stiliniz ne olursa olsun temiz ve yeni görünün : Uygulaması çok basit; üzerinize giyeceğiniz parçayı, daha önce giydiyseniz bile mutlaka giymeden önce tekrar ütülemeye çalışın(basit mi:) ). Özellikle pantolon, gömlek, tunik hatta kazak gibi en üstte kalan parçaları ütülemeye gayret edin. Bazı kıyafetler sık yıkanmaya gelmez, bunun için önceden giydiyseniz bile tekrar giymeden önce ütüleyin. Ütülerken buharlı ütü veya ıslak ütü bezi kullanın ki, kumaş kısa süre sonra kendisini salmasın, diri görünsün. 


Hiç olmadı, başkaları sizin için ütülesin:)

Asla ve asla, lekeli, rengi solmuş, tüylenmiş, ip çekmiş, kalem çizikleriyle dolu bir parçayı kullanmayın. Nasıl olsa dolabınızda pek çok kıyafetiniz daha vardır, başka birini giyin ve o parçayı bir daha giymemek için dolabınızdan çıkartın. 


En sevdiğiniz kazağınızdan ayrılamıyorsanız bir hav temizleme makinesi edinebilirsiniz

Söylemeye gerek yok belki ama yine de değinmeden geçmeyelim; üzerine ter, yemek veya sigara kokusu sinmiş bir kıyafeti kesinlikle dolabınıza geri asmayın, hemen kirli sepetine atın ki unutup tekrar giymeyesiniz. Bu gibi aksilikleri yaşamamak için de kesin çözüm cilt tipinize uygun anti perspirantları iş yerinizdeki çekmecenizde veya çantanızda bulundurmak ve stresli anlardan önce uygulamayı tazelemektir. 
Bunu yan masadan gönderdiler hanfendi:)

 Öyle mi acaba:)

Kabul edelim alt katlarda çalışanlar daha şanslı!

Diğer ikisi ise malum, yemeği açık mekanlarda yiyerek sigara ve yemek kokularının üzerinize sinmesine izin vermeyin. Nasıl olsa siz zaten sigara içmiyorsunuz:)
Evet ben de buna sığındım:)

2. İş yerinizin stiline ayak uydurun ama farkınızı gösterin : Bir banka şubesi çalışanının stiliyle, bir öğretmenin veya bir reklam ajansı çalışanının stilleri genel olarak çok farklı olacaktır. Size düşen, iş yerinde ayrık otu gibi olmamak ama mutlaka farkınızı göstermektir. 
Bknz: ayrık otu ikebanası 

Farkınızı göstermenin en güzel yolu, aksesuarlardan geçer. Ayakkabı, çanta, gözlük, eldiven, şal, şemsiye gibi detaylara özen gösterin. Tekdüze olmaktan kaçının. Zaman zaman cesur çıkışlar yapın. 
Mesela böyle?

Stilinizin dışına çıkmadan, küçük sürprizlerle kendinizi yenileyin. Unutmayın stilinize yapacağınız yatırım, kariyerinizin bir parçasıdır ve size her gün -siz farkında olmasanız da- kazandırır.


3. Günceli yakalayarak yerinizde saymadığınızı gösterin : Gardrobumuzda zamansız parçalara çokça yer vermenin akıllıca bir davranış olduğunu artık hepimiz biliyoruz. 



Bu da, daha çok yalın kesimler, klasik renkler, kaliteli hammaddelerden oluşan ürünlere, dolayısıyla daha yüksek fiyatlı ürünlere sahip olmak demek. Bu parçaları, yılın gözde renkleri ve kesimlerine sahip bazı parçalarla, daha uygun fiyatlı ürünlerle destekleyerek sıkılmadan yıllarca kullanabiliriz. 


Bu sayede de günceli takip ettiğimizi, algımızın açık olduğunu ve yeni fikirlere hazır olduğumuz mesajını da vermiş oluruz. Önemli olan neyi niçin yaptığını bilmek:) Bir taşla kaç kuş var dolabımızda, bravo bize! 

4. Aklı fikri modada, aklı bir karış havada imajı vermeyin : 3. maddede özellikle bir vurgu var; zamansız parçaları trend olanlarla birleştir, yani buram buram moda kokma! Aklını modaya takmış, görüntüsünden başka şey düşünmeyen, bütün parasını kıyafetlere yatırıp birikim yapamayan biri konumuna düşmekten sakının. 



İş kıyafeti deyip geçmeyin, o kıyafet ne mesajlar veriyor! Akıllı bir patron ya da yönetici verilen bu mesajları farkında olsa da olmasa da çok iyi okur, aklınızda olsun:)

5. Aksesuarlarınıza özen gösterin : İmitasyon çıktı çıkalı işimiz güzel. Artık takı konusunda daha rahatız. Çok uygun fiyatlarla daha fazla takıya sahip olabiliyoruz. Takılarınızı seçerken, mutlaka yaşınıza ve tecrübenize uygun parçalar seçmeye özen gösterin.


 Yeni mezun bir çalışan silikon veya plastik takılarla çok şirin görünebilir ama bunların uzun yıllara dayanan tecrübesi olan biri için hoş bir izlenim yaratmayacağı ortada... Çok fazla sayıda, gözü yoran, dikkati dağıtan aksesuarları kullanmaktan kaçının. Kullandığınız hiç bir parçanın sizin önünüze geçmesine izin vermeyin. 


 Esprili

Gerekse genç, gerekse şık

Takı dışındaki aksesuarlarda da kaliteli seçimler yapın. Soğuk zamanlarda kullanmak için çekmecenizde mutlaka koyu renk bir şal bulundurun. Bu zor zamanlara hazırlıklı olduğunuzu göstermenin güzel bir yolu olabilir. Eğer gözlük kullanıyorsanız ve sık sık değiştirmek istemiyorsanız, kaliteli malzemeden üretilmiş, çabuk yıpranmayacak bir parça seçin. Yıpranmış, her yeri yamulmuş, boyaları sökülmüş bir gözlükle yıllarınızı geçirip diğer insanları bayıltmayın:) Çok yıpranmış, sezonu geçmiş, görünümünüze uymayan çantalar kullanmayın. Eğer sık sık müşteri ziyaretleri yapıyorsanız, tüm kıyafetlerinize uyabilecek, kaliteli ve temiz bir kaç bilgisayar çantası edinin. Bunlar mümkünse orijinal detaylara sahip, her yerde görülemeyecek çantalar olsun. Mutlaka karşılığını alırsınız :)    

6. Kaliteli ve şık seçimlerinizi ön plana çıkarın : Kıyafetlerinizde yapacağınız seçimler bir toplantı ortamına benzer. Toplantıda fikrinizi belirtmek için kısıtlı bir süreniz vardır ve o sürede aklınızdakilerin işe yarayacak bir kısmını olması gerektiği şekilde söylemeniz beklenir. 



İşte aynı bu şekilde siz de çok beğenerek edindiğiniz değerli bir parçayı, çok renkli, detaylı, farklı özelliklere sahip başka parçalarla bir arada kullanmayın. Böyle zamanlarda daha sade, az renk kullanılmış kıyafetlerinizi giyin. Kullanacağınız güne ve yere uygun davranın. Öne çıkarmak istediğinizi, olması gerektiği şekilde kullanın. 

7. Karmaşık görünmeyin, unutmayın "ne kadar az o kadar iyi" : Karmaşık şeyler her zaman kafa karıştırır. Oysa ki bizim amacımız çok net; fikirlerimizi ve becerilerimizi ön plana çıkartarak bunları seçimlerimizle desteklemek. 


Karmaşık mı dediniz?

Her biri farklı mesajlar veren, farklı renklere, detaylara, dokulara, sezonlara, materyallere sahip çok sayıda parçayı bir arada kullanmak, insanların konsantrasyonlarını üzerinizden kaçırmanın en kolay yolu olabilir:) Bunun yerine sade ve şık olmayı tercih edin.

8. Kariyer hedefiniz yüksekse, bunu stilinize yansıtın : Çalıştığınız iş yerinde yükselmek hedefindeyseniz ve o hedef belli bir stili gerektiriyorsa, gerektiğinde bu stilde giyinebileceğinizi göstermeniz gerekir. Yani, her gün takım elbise giymeniz gereken bir pozisyonda çalışmak istiyorsanız, işe her gün kot pantolon, sneaker ve pamuklu gömlekle gitmek yerine, tarzınızı yavaş yavaş biraz daha klasik ama yaşınıza uygun bir şekle dönüştürebilirsiniz. 
Bu, daha üst pozisyondakilere veya yükselme kararınızı verecek olanlara, sizin bu işe uygun olup olmadığınızı değerlendirmede işlerine yarayacak pozitif bir done daha vermekte çok işe yarayacak bir fark yaratır. İmaj iş hayatının en önemli parçalarından biridir, demedi demeyin!

9. Yapay malzemelerden üretilen ürünleri kullanmamaya çalın : Polyester kumaştan yapılmış dar kesimli bir gömleğin gün sonunda sevimsiz bir koku saçmaması imkansızdır. Keza orlon ipten örülmüş bir kazağın tüylenmemesi de öyle... Ucuz olsa bile, sıklıkla kullanacağınız bir ayakkabıyı deri olmayan bir malzemeden seçmeyin.  



Hem çabuk yıpranır, hem de kısa sürede kötü bir görünüme kavuşur. Oysa deri bir ayakkabıyı bir kaç sezon bakımını yaptırarak seve seve kullanabilirsiniz. 
Başarılı bir imitasyon, yağmurda giymediğiniz sürece tabi..

Bazı yüksek fiyatlı ve sık sık yenilediğiniz kıyafetlerinizde istisna yapabilirsiniz. Mesela deri görünümlü kaliteli bir ceket veya çanta için bu kuralı göz ardı edebilirsiniz.

10. Sürekli aynı kombini giymeyin : Diyelim ki çok severek, çok güncel bir kombin yaptınız. Harika hissediyorsunuz ve çok güzel görünüyorsunuz! Ama bunu her Salı gününün üniforması haline getirmeden, küçük değişikliklerle güncelleyip farklı kullanımlarını deneyerek bir fikrin değişik versiyonlarını deneyebileceğiniz ve pekala başarılı olabileceğiniz mesajını verebilirsiniz. 
Kombinime ayılıp bayılsam da, her seferinde giyememek ne kötü.. Yukarıdaki BBTrend eteğin daha fazla detayına http://trendtesetturbb.blogspot.com/2013/10/bayramda-ne-giysek.html buradan ulaşabilirsiniz

Bunun üzerinde çok kafa yormuyormuşsunuz imajını vermeniz gerekmekle beraber tabi ki bir miktar kafa yormak gerekiyor. Eh bunu da yoğun iş yaşamının stresinden biraz olsun uzaklaşmanın bir yolu olarak görüp, yeni kombinleri yaparken biraz eğlenebilirsiniz.

Aman efendim ahkam kesmek ne haddime, arkadaşça bir kaç tavsiye sundum size... Yılların iş hayatı tecrübesinden imbik imbik süzdüm de yazdım:)) Şimdi bunlara uymaya başlayın, 2 sene sonra genel müdür olmazsanız yine görüşelim olur mu:))?????

Havalar her gün bir başka, kendinize dikkat edin sevgili okurlarım, hoşçakalın

BB

21 Ekim 2013 Pazartesi

Bayramdan hayata geri donus

Eli öpülenler, el öpenler, daha çok yanaklara çalışanlar ile öpüldükten sonra yanaklarını silenler! Hepinize selam olsun, bir bayramı daha bitirdiniz hadi:)

Ben geleneksel olarak bayramların kalabalık kutlandığı, bayramda tatile gitmenin mümkünatının olmadığı, iyi ki de olmadığı, herkesin bir arada olmayı sevdiği, bayram kahvaltılarının yapıldığı bir ailede doğup-büyüyüp, yine aynı yapıdaki bir ailede hayatımı sürdürüyorum. Bir farkla! Her bayram yaklaşık 1000 km kadar yol yaparak:) Uzuun yıllardır bu böyle. Karayolları genel müdürlüğüne, Türkiye' nin yıllar bazında bölgesel olarak gelişen ve tıkanan yol bilgilerinin bölge bölge istatistiklerini verebilirim, o seviyedeyim! İzmir yolundan başlayıp, Kırkdilim' e geçer, Bolu tünelinden devam eder, Gerede yol ayrımından çıkabilirim:)

Nitekim bu bayram yine bu şekilde geçti. Bol trafikli, uzun yolculuklu, yağmurlu, sisli.. Yine saatlerce yemek yiyecek tesis aradık, bir sürüsüne gittik baktık beğenmedik çıktık. Bizim aileyi tanıyanlar ne demek istediğimi anlarlar;) Gidişte ailece tesadüfen bir park bulup kalabalık bir kahvaltı yaptık, asırlık ağaçlar altında... 

Yolların en güzel yanı sevdiğin insanlara ulaşabilmek. Beklendiğini bilmek, seni gördüğünde mutluluğu gözlerinden okunan insanlarla birlikte olmak. Bayramın geleneğini ve gerekliliklerini yaşatmak, bunu çocuklarına aktarmak...

Bu bayram blogumu takip eden, yaptıklarımı sevenler bana güzel dileklerini ilettiler, bana güç ve neşe kattılar, iyi ki varlar! 

Şu an hava değişimleri ve yorgunluktan mütevellit boyun tutulması acısıyla bu yazımı kaleme alsam da, bir an önce yorgunluğumu atıp, boynumu çevirebilip, tekrardan işlere dönmenin zamanı geldi. Bu sonbahar benim için yeni başlangıçlara vesile olacak, bunu hissediyorum! Bekle beni iş dünyası, geri geliyorum:))

Ve soranlara, merak edenlere, yazılarımın hepsini ben yazıyorum, yani Bahar Bolat.. BBTrend kıyafetlerin tamamının tasarımı da bana ait.. Şimdilik vakit kısıtından dolayı kişiye özel tasarım çalışamıyoruz, ama ileride zaman neyi gösterir bilinmez.. Öyle bir şeyler olursa haberdar ederim sizi;)

Bu arada henüz bebek gibi olsa da, blogumuzu Pintereset'te de takip etmeyi unutmayın, güzel fikirlere orada da devam ediyoruz. Aşağıda Pinterest hesabımızdan güzel örnekler var.. http://www.pinterest.com/TrendTesetturBB/

Herkese güzel bir hafta ve bol kazançlar diliyorum,










Görüşmek üzere,
BB

10 Ekim 2013 Perşembe

Bayramda ne giysek?

BBTrend kışı nasıl karşılar? Cevap basit: Çok üşüyerek:) Bir süredir ev hayatına devam ediyorum, takip edenler bilirler. Bende kalıcı deformasyon bırakan iklimlendirilmiş plaza havasından, ortam sıcaklığı apartman görevlisinin iki dudağından çıkacak söze bakan ev atmosferine geçiş yapınca, sanki bana bu Ekim diğerlerinden daha bir soğukmuş gibi geldi. Nasıl bir üşümek, nasıl bir kat kat giyinmek. Bugün benim donduğum salonda üzerinde tişörtle koltukta oturan anneme sordum: "Sen üşümüyor musun?" "Yoo, içime aklet giydim ya!" :) "Hıı" dedim, "seninki de iyiymiş, kar yağsa bile sağlamdasın":)

Bu sonbahar, hem size göstermek hem de giymek için hummalı bir hazırlık içerisindeyim malum. Kumaşlar, çizimler, tasarımlar, aksesuarlar, eşarplar, şallar.. Evde her yer her yerde. Ben bu hengameyi seviyorum, öyle mi olsun böyle mi olsun, şu boy mu yoksa bu mu, bu düğme mi yoksa diğeri mi? 

Bu hengameden de çok seveceğinizi umduğum güzel şeyler çıktı. Yakında çekimlerini yapacağız ve size göstereceğim. Ama o zamana kadar, Mücella Abla üzerinde çekilmişlerle idare etmemiz gerekiyor:)

Bugün, benim çok sevdiğim, arkadaşlarımın da bayıldığı bir BBTrend eteği var huzurlarınızda. Bayılıyorlar çünkü, bu eteğin kumaşı yün, sıcacık ve harika bir dokunma hissi var. Bir arkadaşım "Bahar'cım sen her buluştuğumuzda bu eteğini giy olur mu?" derdi, eteğin kumaşını severken:) Ben de çok severek giyiyorum gerçekten. Üzerime oturmadığı için hem içim rahat ediyor, hem de ben:) Harika bir rengi var. Geçen yıl bu kumaşı alıp diktikten sonra, yanılmıyorsam İpekyol' da aynı kumaşı aynı renkte ve aynı modelde -bir farkla o miniydi- görmüş ve gülümseyerek "Bu hissi seviyorum" demiştim. E küçücük ben, koskoca İpekyol' la telepati yapabiliyorum, nasıl sevinmem;)

Bu eteği renginden dolayı, krem rengi veya kahverengi kazak ile birlikte kullanıyorum. Kahverengi deri ceket veya burada gördüğünüz kot ceket ve kahverengi kovboy çizmeleri ile de tamamlıyorum. Bayramda ne giysem diye düşünenlere, çok klasik olmayayım ama bayram havasından da çıkmayayım diyenlere güzel bir fikir..

İşte kendisi burada, buyrun izleyin:)



 Kocaman cepler, güzel cepler..


Kemer detayı.. Kemer köprüleri özellikle olması gerekenden uzun yapıldı, böylece hacimli görünüyor ve eteğin tarzını tamamlıyor. Deri kemer de benim vazgeçemediğim şeylerden..
Gizli fermuarı var 


 Pek de hanım hanımcık


Kumaşa bir de yakından bakalım

Sizin için kolyeler bile taktım Mücella' ya






 Bu da kombinasyonu


Beğendiğinizi umuyorum sevgili okuyucularım.. Sonraki gönderimde siyah abiye ceketi konu edeceğim. Uzun zamandır bekleyenler ve soranlar, sonunda muradınıza eriyorsunuz. 3 vakte kadar da yenileri gelecek:)

Şimdilik hoşçakalın,

BB